Autr
1 ay önce
Türkiye Ekonomisinde Çifte Görünüm: Ticarette Rekorlar, Tarımda Don Yarası ve Yeni Yatırım Rüzgarları
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun açıkladığı 2025 Temmuz ayı denizcilik istatistikleri, Türkiye’nin dış ticaret performansında gözle görülür bir ivme yakaladığını ortaya koydu. Limanlarda elleçlenen konteyner miktarı geçen yıla göre yüzde 14,5 artışla 1 milyon 259 bin 801 TEU’ya ulaşarak tarihin en yüksek yükleme rakamına imza attı. Aynı dönemde toplam yük elleçlemesi 47 milyon 679 bin tonu aşarken, uluslararası yük taşımalarında yüzde 10,4’lük büyüme kaydedildi. Kocaeli limanları elleçlenen yük miktarında liderliği üstlenirken, Rusya'dan gelen yükler ve İtalya'ya yapılan taşımalar öne çıktı. Bu artışlar, Türkiye'nin küresel ticaretteki konumunu güçlendirme hedefine önemli katkı sağlıyor.
Tarımda Don Darbesi, Konutta Yenilikçi Çözüm
Deniz ticaretindeki olumlu tabloya karşın, tarım sektörü nisan ayında yaşanan zirai don felaketinin etkileriyle mücadele ediyor. Özellikle elma, armut, ayva gibi kış meyveleri ile fındıkta ciddi rekolte kayıpları yaşandı. Türkiye Halciler Federasyonu, elmada yüzde 30 üretim düşüşü ve toptan satış fiyatlarında artışlar öngörürken, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) fındıkta yüzde 37’lik rekolte kaybı bekliyor. Diğer yandan, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ve Emlak Konut GYO iş birliğiyle başlatılan "Gayrimenkul Sertifikası" uygulaması, düşük gelirli yatırımcılar için konut sahibi olmayı kolaylaştıran yenilikçi bir alternatif sunuyor. Halka arz fiyatı 7,59 TL olarak belirlenen ve yüzde 25 indirimle sunulan Damla Kent projesi sertifikaları, faizsiz ve peşinatsız bir yatırım imkanı sunarken, Borsa İstanbul'da likidite garantisiyle yatırımcıların ilgisini çekiyor.
Ar-Ge ve Sanayide Yükseliş
Türkiye, araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerine yönelik yatırımlarını da hız kesmeden sürdürüyor. TÜİK verilerine göre, 2024 yılında merkezi yönetim bütçesinden Ar-Ge için 178 milyar lirayı aşkın harcama gerçekleştirilirken, 2025 yılı için bu rakamın 236 milyar liraya yükseltilmesi hedefleniyor. Bu fonların büyük çoğunluğu üniversitelere yönlendirilirken, endüstriyel üretim ve teknoloji alanındaki harcamalar da önemli yer tutuyor. Sanayi cephesinde ise Sabancı Holding iştiraki Çimsa, yılın ilk yarısında net satışlarını reel olarak yüzde 31, FAVÖK’ünü ise yüzde 15 artırarak güçlü bir büyüme performansı sergiledi. Mersin, Eskişehir ve ABD'deki yatırımlarıyla küresel liderliğini pekiştirme hedefindeki Çimsa, yeşil enerji kullanımını da artırarak sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlıyor.
Yatırım Ortamını İyileştirme Çağrısı ve Küresel Rüzgarlar
Türkiye’nin fintek ekosistemini global arenada daha rekabetçi hale getirme hedefi doğrultusunda, Koray Gültekin Bahar gibi uzmanlar, yatırım ortamını iyileştirecek adımların önemine vurgu yapıyor. Yabancı sermayenin güvenini kazanmak için hukuki öngörülebilirlik, adli süreçlerin şeffaflığı ve kamu kurumlarının koordinasyon içinde çalışması gerektiği belirtiliyor. Beklenmedik vergisel yüklerin yatırımcı iştahını olumsuz etkilediği uyarısı yapılırken, İngiltere ve Singapur gibi ülkelerdeki başarılı teşvik ve regülasyon modelleri örnek gösteriliyor. Bu arada, küresel ekonomideki hareketlilik de dikkat çekiyor; Euro Bölgesi’nde perakende satışlar Haziran ayında yıllık bazda yüzde 3,1 artışla son dokuz ayın zirvesine çıkarak bölgedeki ekonomik canlanmanın işaretlerini veriyor. Bu gelişmeler, Türkiye'nin kendi iç dinamiklerini güçlendirirken dış pazarlardaki fırsatları da yakından takip etmesinin önemini ortaya koyuyor.
Tarımda Don Darbesi, Konutta Yenilikçi Çözüm
Deniz ticaretindeki olumlu tabloya karşın, tarım sektörü nisan ayında yaşanan zirai don felaketinin etkileriyle mücadele ediyor. Özellikle elma, armut, ayva gibi kış meyveleri ile fındıkta ciddi rekolte kayıpları yaşandı. Türkiye Halciler Federasyonu, elmada yüzde 30 üretim düşüşü ve toptan satış fiyatlarında artışlar öngörürken, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) fındıkta yüzde 37’lik rekolte kaybı bekliyor. Diğer yandan, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ve Emlak Konut GYO iş birliğiyle başlatılan "Gayrimenkul Sertifikası" uygulaması, düşük gelirli yatırımcılar için konut sahibi olmayı kolaylaştıran yenilikçi bir alternatif sunuyor. Halka arz fiyatı 7,59 TL olarak belirlenen ve yüzde 25 indirimle sunulan Damla Kent projesi sertifikaları, faizsiz ve peşinatsız bir yatırım imkanı sunarken, Borsa İstanbul'da likidite garantisiyle yatırımcıların ilgisini çekiyor.
Ar-Ge ve Sanayide Yükseliş
Türkiye, araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerine yönelik yatırımlarını da hız kesmeden sürdürüyor. TÜİK verilerine göre, 2024 yılında merkezi yönetim bütçesinden Ar-Ge için 178 milyar lirayı aşkın harcama gerçekleştirilirken, 2025 yılı için bu rakamın 236 milyar liraya yükseltilmesi hedefleniyor. Bu fonların büyük çoğunluğu üniversitelere yönlendirilirken, endüstriyel üretim ve teknoloji alanındaki harcamalar da önemli yer tutuyor. Sanayi cephesinde ise Sabancı Holding iştiraki Çimsa, yılın ilk yarısında net satışlarını reel olarak yüzde 31, FAVÖK’ünü ise yüzde 15 artırarak güçlü bir büyüme performansı sergiledi. Mersin, Eskişehir ve ABD'deki yatırımlarıyla küresel liderliğini pekiştirme hedefindeki Çimsa, yeşil enerji kullanımını da artırarak sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlıyor.
Yatırım Ortamını İyileştirme Çağrısı ve Küresel Rüzgarlar
Türkiye’nin fintek ekosistemini global arenada daha rekabetçi hale getirme hedefi doğrultusunda, Koray Gültekin Bahar gibi uzmanlar, yatırım ortamını iyileştirecek adımların önemine vurgu yapıyor. Yabancı sermayenin güvenini kazanmak için hukuki öngörülebilirlik, adli süreçlerin şeffaflığı ve kamu kurumlarının koordinasyon içinde çalışması gerektiği belirtiliyor. Beklenmedik vergisel yüklerin yatırımcı iştahını olumsuz etkilediği uyarısı yapılırken, İngiltere ve Singapur gibi ülkelerdeki başarılı teşvik ve regülasyon modelleri örnek gösteriliyor. Bu arada, küresel ekonomideki hareketlilik de dikkat çekiyor; Euro Bölgesi’nde perakende satışlar Haziran ayında yıllık bazda yüzde 3,1 artışla son dokuz ayın zirvesine çıkarak bölgedeki ekonomik canlanmanın işaretlerini veriyor. Bu gelişmeler, Türkiye'nin kendi iç dinamiklerini güçlendirirken dış pazarlardaki fırsatları da yakından takip etmesinin önemini ortaya koyuyor.