Ekonomik Nabız: Enflasyon, Rezervler ve Bankacılık Verileri
Küresel ekonominin nabzı, ABD'den gelen üretici enflasyonu verileriyle hız kazandı. Temmuz ayında Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) beklentilerin üzerinde yüzde 0,9 artış gösterirken, yıllık bazda yüzde 3,3'e yükseldi; bu durum özellikle hizmet maliyetlerindeki yükselişle dikkat çekti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ise 8 Ağustos haftasında brüt döviz ve altın rezervlerindeki kayda değer artışla toplam rezervlerini 174 milyar doların üzerine taşıyarak güçlü bir duruş sergiledi. Öte yandan, bankacılık sektöründe de toplam kredi hacmi ve mevduatta artış gözlemlenirken, bireysel kredi kartı alacaklarında hafif bir düşüş yaşandı. Kur Korumalı Mevduat (KKM) büyüklüğü de toplam mevduatın yüzde 1.95'ine geriledi. Enflasyonla mücadele, Türkiye'nin gündemindeki ana başlıklardan biri olmayı sürdürüyor. TCMB Başkanı Fatih Karahan, 3. Enflasyon Raporu'nda 2025 yıl sonu enflasyon ara hedefini yüzde 24 olarak koruduklarını ve 2026-2027 için yeni hedefler belirlediklerini açıkladı. Karahan, sıkı para politikasının kararlılıkla sürdürüleceğini vurgularken, Koç Üniversitesi'nin hanehalkı enflasyon beklentisi anketinde de düşüş trendi devam etti. Ancak, dolarizasyon eğiliminin canlı kalması ve kira enflasyonunun dirençli seyri, beklentilerin iyileşmesine rağmen dezenflasyon sürecindeki risk faktörlerine işaret etti. JPMorgan da TCMB'nin "ara hedef" açıklamasını olumlu bir iletişim değişikliği olarak yorumladı.

Çalışma Hayatında Gerilim: Memur Maaşları ve Toplu Sözleşme Süreci
Ekonomik gelişmelerin doğrudan yansıdığı alanlardan biri de çalışma hayatı. Kamu işveren heyetinin memur maaşlarına yönelik teklifi, Memur-Sen, Kamu-Sen ve bağlı sendikalar tarafından yetersiz bulunarak tepkiyle karşılandı. Sendikalar, geçmiş dönem kayıplarının telafi edilmesini, refah payı ve taban aylık artışının yanı sıra gelir adaleti sağlanmasını talep ediyor. Kira artış oranları ve piyasa gerçekleriyle bağdaşmadığı belirtilen teklifin revize edilmesi çağrıları yapılırken, Memur-Sen'in yarınki teklife göre iş bırakma eylemi de dahil olmak üzere protestoları sürdürme kararlılığı dikkat çekti. ABD'de ise işsizlik maaşı başvuruları yüksek seyretse de işverenlerin çalışan çıkarma konusunda isteksiz olduğu belirtildi.

Dijital Gelecek ve Regülasyon İkilemi: Yapay Zeka ve Yeni Nesil Ulaşım
Teknolojik gelişmeler ve dijital dönüşüm, ulusal güvenlikten günlük yaşama kadar geniş bir yelpazeyi etkiliyor. Türkiye'nin Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde hem fırsat hem de tehdit olarak yer alan yapay zeka, uluslararası rekabette ve siber güvenlikte stratejik bir öneme sahip. Özellikle dezenformasyon ve "deepfake" gibi yapay zeka destekli manipülasyonlar ciddi ulusal güvenlik riskleri yaratıyor, bu da hukuki altyapı ihtiyacını doğuruyor. Türkiye, yapay zeka heyecanında dünya lideri konumunda yer alırken, sanal gerçeklik cihazlarına olan ilgi de artış gösteriyor. Öte yandan, İstanbul'da UKOME, Martı Tag ve Zuppin XL gibi mobil uygulama tabanlı ulaşım hizmetlerinin lisans başvurularını "gayri yasal taşımacılık" gerekçesiyle oybirliğiyle reddetti. Finans piyasalarında ise Hedef Portföy Startup Burada Girişim Sermayesi Yatırım Fonu, Borsa İstanbul'da işlem görmeye başlayarak teknoloji odaklı girişimlere yatırım yapma fırsatı sunuyor.

Doğal Afetlere Karşı Direnç: Deprem Gerçeği ve DASK Bilinci
Ülke gündeminin bir diğer önemli başlığı ise doğal afetlere karşı hazırlık. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin yıldönümünde, Zorunlu Deprem Sigortası (DASK) bilincinin önemi bir kez daha vurgulandı. Ülke genelinde DASK'lılık oranı yüzde 57'ye ulaşırken, Marmara Bölgesi yüzde 65 ile en yüksek sigortalılık oranına sahip oldu. Son dönemde Balıkesir'de yaşanan deprem sonrasında da sigortalılık oranlarının arttığı ve DASK'ın kuruluşundan bugüne 41 milyar liranın üzerinde hasar ödemesi yaptığı belirtildi; bunun en büyük kısmı Kahramanmaraş merkezli 2023 depremlerinden kaynaklandı. Bu durum, deprem gerçeği karşısında sigortanın hayati önemini bir kez daha ortaya koydu.