Autr
3 hafta önce
Küresel Ekonomide Ticaret Rüzgarları, Türkiye'de Maaş Pazarlığı ve Şeker Tartışması: Gündemin Sıcak Başlıkları

Küresel sahnede ekonomik korumacılık rüzgarları esmeye devam ediyor. ABD Başkanı Donald Trump, önümüzdeki iki hafta içinde çip ve yarı iletken ürünlere yüzde 200 ila 300 oranında vergi getireceğini duyurdu. Bu hamle, çelik tarifelerinin halihazırda yüzde 50'ye çıkarılmasının ardından, ABD'nin gümrük tarifeleri politikasını daha da genişletme sinyali olarak yorumlanıyor. Trump yönetimi, yerli üretimi teşvik etmek amacıyla Apple gibi şirketleri bu vergilerden muaf tutabileceğini ima ederken, yarı iletken sektöründen yetkililer netlik bekliyor. Bu durum, ABD'de tüketici güveninin düşmesine ve tarifelerin etkisiyle enflasyon beklentilerinin yükselmesine rağmen, otomobil ve online satışların ivmelenmesiyle perakende satışlarda gözlenen artışla çelişkili bir tablo çiziyor. Öte yandan, Hindistan Başbakanı Narendra Modi, ABD'nin bu tarifelerini "ekonomik bencillik" olarak niteleyerek, ülkesinin "Make in India" politikasıyla enerji, maden ve yarı iletken gibi kritik sektörlerde kendi kendine yeterliliği hedeflediğini vurguladı.
Türkiye ekonomisinde ise bankacılık sektörü ve toplu sözleşme görüşmeleri ön plana çıkıyor. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türk bankalarının uluslararası borçlanma piyasalarına geri dönmesini, yatırımcı iştahının ve piyasa erişiminin güçlendiğinin bir göstergesi olarak değerlendirdi. Mart ayındaki dalgalanmaların ardından atılan ortodoks para politikası adımları bu süreçte etkili olurken, bankaların 2024'ün ilk yarısında toplam 8,8 milyar dolarlık ihraç gerçekleştirmesi dikkat çekiyor. Ancak, küresel finansal dalgalanmaların potansiyel riskleri devam ediyor. İç piyasada ise memur sendikaları, hükümetin 2026 yılı için sunduğu yüzde 10+6'lık zam teklifini ve taban aylığa 1000 TL'lik artışı "müzakere edilebilir" bulmayarak, Pazartesi günü ülke genelinde iş bırakma eylemi yapma ve Maliye Bakanlığı'na yürüme tehdidinde bulundu. Eğitim ve tarım sektörlerinde de maliyet artışları gündemde; Ankara'da okul servis ücretlerine yüzde 30 zam gelirken, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) ton başına 11.300 TL olarak açıkladığı mısır alım fiyatı çiftçilerin beklentisinin altında kalarak tepki topladı.
Halk sağlığı cephesinde ise gazlı içeceklerin içeriği mercek altında. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Türkiye'deki gazlı içeceklerde Avrupa'ya kıyasla dört kat daha fazla fruktoz bulunduğunu açıklayarak, Tarım ve Orman Bakanlığı ile şekerli gıdalara yönelik kapsamlı bir çalışma başlatılacağını duyurdu. Bu durum, ABD'nin eski başkanı Trump döneminde başlatılan ve gıda sektörünü sağlıksız bileşenleri ürünlerden çıkarmaya zorlayan "ABD'yi Yeniden Sağlıklı Yap" kampanyasıyla benzerlik gösteriyor. Coca-Cola'nın 1970'lerde maliyet avantajı nedeniyle doğal şekerden yüksek fruktozlu mısır şurubuna geçişi, bu küresel dönüşümün tarihsel arka planını oluşturuyor. Avrupa Birliği'nde bazı yüksek fruktozlu ürünlerin yasak olması ve İngiltere'nin alkolsüz içecek endüstrisi vergisi (SDIL) ile şeker içeriğinde önemli düşüşler sağlaması, Türkiye için emsal teşkil edebilir. Türkiye'deki gazlı içecek etiketlerinde içerik oranlarının ABD ve Avrupa'ya göre daha kısıtlı ve belirsiz olması, halk sağlığı uzmanları ve sendikalar tarafından şeffaflık eksikliği olarak yorumlanıyor.
Tüm bu gelişmeler, küresel ekonomik yapıların karmaşıklığını, ulusal politikaların gündelik hayata etkilerini ve halk sağlığı önlemlerinin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Hükümetler ve sektörler, ekonomik istikrar, sosyal adalet ve halk sağlığı arasındaki dengeyi sağlamak için sürekli yeni çözümler arayışında.
#Ekonomi
#Piyasalar
#ABD
#Türkiye
#Enflasyon
#Ticaret
#Gündem
#Tarım
#Vergi
#SektörelGelişmeler
#Sağlık
#Gıda
#Politika