Autr
4 gün önce
Küresel Piyasalar Zirvede, Avrupa Savunması Kritik Kavşakta, Türkiye Ekonomisi ve Süper Lig'den Son Veriler

Türkiye Ekonomisinde Enflasyon ve Dış Ticaret Dengeleri
Ağustos ayı, Türkiye ekonomisi için önemli verilerin açıklandığı bir dönem oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından duyurulan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), aylık yüzde 2,04, yıllık ise yüzde 32,95 olarak gerçekleşerek Kasım 2021'den bu yana kaydedilen en düşük yıllık enflasyon seviyesini gösterdi. 12 aylık ortalama enflasyonun yüzde 39,62 olarak belirlenmesiyle, Eylül ayında konut ve işyeri kiralarına uygulanabilecek tavan artış oranı da bu oranda sabitlendi. Enflasyonun ana itici güçleri konut, gıda ve ulaştırma sektörleri olurken, aylık bazda en yüksek fiyat artışı yüzde 36,43 ile havayolu yolcu taşımacılığında yaşandı. Dış ticaret verilerinde ise Ağustos'ta ihracat 21,8 milyar dolar olarak kaydedilirken, ithalattaki yüzde 3,9'luk düşüşle 11 ay sonra ilk kez gerileme görüldü. Dış ticaret açığı son 46 ayın en düşük seviyesi olan 4,17 milyar dolara inerken, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 83,9 ile son 46 ayın en yüksek oranına ulaştı. Almanya en çok ihracat yapılan ülke olurken, ithalatta Çin liderliği sürdürdü.
Küresel Piyasalar ve Emtia Fiyatlarında Yeni Rekorlar
Küresel ekonomideki belirsizlikler ve ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz indirimi beklentileri, yatırımcıların güvenli liman arayışını hızlandırdı. Bu gelişmelerle birlikte ons altın, 3.546 dolar seviyesini görerek yeni bir rekora imza atarken, gram altın da 4.690 TL'yi aşarak tarihi zirvesine ulaştı. Altın, yılbaşından bu yana yüzde 30'un üzerinde değer kazanırken, gümüş ise yaklaşık yüzde 40'lık artışıyla 2011'den bu yana ilk kez 40 dolar seviyesini aşarak altının performansını geride bıraktı. Döviz piyasalarında ise dolar 41,16 TL, euro 47,93 TL ve sterlin 55,06 TL seviyelerinde işlem gördü. Öte yandan, OPEC+ toplantısı öncesinde Brent petrolün varil başına 69 dolar civarında durağan seyrettiği görüldü. ABD'nin Rusya'ya yönelik olası yaptırımları ve Hindistan'a uyguladığı tarifeler gibi jeopolitik gelişmeler piyasaların yakın takibinde olmaya devam ediyor.
Avrupa'nın Savunma Stratejileri ve Kritik Maden Bağımlılığı
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın yarattığı jeopolitik gerilimler, Avrupa Birliği ülkelerini savunma harcamalarını rekor seviyelere çıkarmaya yöneltti. Avrupa Savunma Ajansı'nın (EDA) raporuna göre, AB ülkeleri 2024'te savunmaya toplam 343 milyar Euro harcayarak yeni bir rekor kırdı ve bu rakamın 2025'te 381 milyar Euro'ya ulaşması bekleniyor. Bu harcama, Çin ve Rusya'nın askeri bütçelerinin çok üzerinde yer alıyor. Ancak Avrupa'nın savunma sanayii, modern savaşın temelini oluşturan neodimyum, disprosyum gibi nadir toprak elementleri ve tungsten gibi kritik madenler konusunda büyük ölçüde Çin'e bağımlı durumda. Çin'in küresel nadir toprak elementleri üretim ve işleme kapasitesindeki hakimiyeti, Pekin'in bu maddelerin ihracatını kısıtlama tehdidini güçlü bir stratejik koz haline getiriyor. AB, bu bağımlılığı azaltmak için Kritik Hammaddeler Yasası'nı yürürlüğe sokarak geri dönüşüm ve yeni maden arayışlarına hız verirken, kendi maden yataklarının geliştirilmesi ve işleme tesislerinin kurulması uzun vadeli bir hedef olarak öne çıkıyor.
Süper Lig'de Dev Transfer Harcamaları ve Finansal Açıklar
Futbol dünyasında da hareketli günler yaşanıyor. Süper Lig'de transfer sezonunun 12 Eylül'de sona erecek olmasıyla birlikte, Fenerbahçe ve Galatasaray gibi UEFA organizasyonlarında mücadele edecek kulüpler kadrolarını bildirdi. Transfermarkt verilerine göre, Süper Lig takımlarının bonservis harcamaları 330 milyon Euro'ya yaklaşırken, oyuncu satışları ise 166 milyon Euro seviyesinde kaldı. Bu durum, ligin 160,90 milyon Euro'luk transfer açığıyla dünya genelinde en çok zarar eden üçüncü lig konumuna gelmesine neden oldu. Kulüpler bazında bakıldığında ise Galatasaray 131,82 milyon Euro'luk zararla en çok zarar eden 8. takım olurken, Fenerbahçe 62,20 milyon Euro'luk açıkla 20. sırada yer aldı. Bu tablo, Türk futbolunun transfer piyasasındaki yüksek harcamalarının, kulüplerin ve ligin finansal sürdürülebilirliği üzerinde yarattığı baskıyı bir kez daha gözler önüne serdi.