Küresel Piyasalar Fed'in İkilemi ve Jeopolitik Gerilimlerle Yön Buluyor
Küresel piyasalar, ABD Merkez Bankası (Fed) yetkililerinden gelen çelişkili faiz indirimi mesajlarıyla belirsiz bir hafta geçirdi. Bazı Fed üyeleri enflasyon endişeleri ve iş gücü piyasasındaki zayıflık nedeniyle aralık ayında faiz indirimi konusunda temkinli davranılması gerektiğini savunurken, New York Fed Başkanı John Williams gibi isimler kısa vadede bir indirim için alan gördüklerini belirterek piyasalarda dalgalanmalara neden oldu. Tarım dışı istihdamın beklentilerin üzerinde artması ve ilk işsizlik maaşı başvurularının düşüşü, Fed'in kararını zorlaştıran makroekonomik veriler olarak öne çıktı. Bu karmaşık tabloya rağmen, ABD Hazine Bakanı Scott Bessent 2026 yılı için bir resesyon beklemediğini ve vergi indirimlerinin ekonomik büyümeyi destekleyeceğini ifade ederek iyimser bir tablo çizdi. Emtia piyasalarında ise Rusya-Ukrayna barış görüşmeleri petrol fiyatlarını aşağı çekerken, Kuzey Yarımküre'de beklenen soğuk kış koşulları doğal gaz fiyatlarını yukarı yönlü hareketlendirdi. Değerli metaller faiz indirimi beklentilerindeki zayıflamayla değer kaybetti, baz metaller ise Çin'den gelen zayıf verilerle baskı altında kaldı.

Jeopolitik Sahnedeki Fısıltılar ve Asya'daki Tansiyon
Uluslararası jeopolitik arena, Rusya-Ukrayna savaşında olası bir barış anlaşmasına yönelik tartışmalarla ısınırken, ABD'nin Kiev üzerinde barış teklifini kabul etmesi yönündeki baskıları öne çıktı. Cenevre'de yapılan görüşmelerin ardından "güncellenmiş ve revize edilmiş bir barış çerçevesi taslağı" hazırlandığı açıklandı. Bu gelişmelerin, Rusya'ya uygulanan yaptırımların kalkabileceği ve piyasaya daha fazla petrol arzının gelebileceği beklentisiyle petrol fiyatları üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturduğu görüldü. Diğer yandan, Doğu Asya'da Çin ile Japonya arasındaki gerilim tırmanmaya devam ediyor. Çin, Japonya'nın Tayvan Boğazı'na askeri müdahalede bulunması halinde kendini kararlılıkla savunacağını belirtirken, Japonya da Yonaguni adasına füze konuşlandırma planlarını sürdürerek bölgedeki tansiyonu artırıyor. Bu iki gerilim hattı, küresel piyasalar ve yatırımcı duyarlılığı üzerinde yakından izlenen faktörler olmaya devam ediyor.

Türkiye'de Otomotiv Sektöründe Elektrikli Dönüşüm ve Asgari Ücret Gündemi
Türkiye otomotiv pazarında rekor satışlarla geçen bir yılın ardından, geleceğe yönelik önemli adımlar atılıyor. Alman markası Opel, sportif ve elektrikli model ailesi GSE'yi tanıtırken, Mokka GSE'nin Türkiye'ye Şubat ayında gelmesi ve 1.500 adetlik satış hedefiyle dikkat çekiyor. Opel Türkiye Marka Direktörü Yiğit Yantaç, markanın İngiltere ve Almanya'dan sonra en büyük pazarının Türkiye olduğunu belirtirken, 2026'da pazarın küçülmesini beklemediklerini ve 5 yıllık rekor serisinin devam edebileceğini öngörüyor. Öte yandan, plug-in hibrit araçlar için Avrupa'da yürürlüğe girecek yeni Euro 6e-bis emisyon standartları ve Türkiye'deki ÖTV düzenlemeleri, sektörde önemli beklentiler ve belirsizlikler yaratıyor. İç piyasada ise Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yeni yılda uygulanacak asgari ücreti belirleme süreci yaklaşırken, TÜRK-İŞ'in komisyon yapısına ilişkin değişiklik talepleri ve masaya katılmama kararı tartışmalara neden oldu. Özel sektördeki ortalama ücret artışlarının asgari ücret zammının gerisinde kalması, bu yılın önemli ekonomik gündem maddelerinden biri olarak öne çıkıyor.

Finans ve Sanayi Sektörlerinde Güçlü Adımlar: Turizmden Dijital Türk Lirası'na
Türkiye ekonomisi, çeşitli sektörlerde güçlü ve yenilikçi hamlelerle ilerliyor. İş Bankası, turizm sektörüne iki yıl içinde 1 milyar doların üzerinde ilave kaynak ayırarak destek olmaya devam ettiğini açıklarken, sektör temsilcileri kurdaki dalgalanma ve jeopolitik risklerin oluşturduğu zorluklara dikkat çekiyor. Kredi büyüme kısıtlamalarına rağmen, bankanın savunma sanayii, üretim, ihracat ve turizm gibi stratejik sektörlere öncelik vermesi, kaynakların ülke ekonomisine katkı sağlayacak alanlara yönlendirildiğini gösteriyor. Makine imalat sanayisi de yılın 10 ayında konsolide ihracatını yüzde 0,8 artışla 23,6 milyar dolara yükselterek rekor bir gelir elde etti. Avrupa sanayisinin doğal uzantısı konumunda olan Türkiye, esneklik ve hız avantajıyla orta segmentte oluşan boşluğu doldurarak yeni fırsatlar yaratıyor. Bu süreçte Eximbank'ın yatırım malı ihracatına yönelik faiz desteği büyük bir beklenti oluşturuyor. Finansal inovasyon alanında ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Dijital Türk Lirası Projesi'nin ikinci faz ilerleme raporunu yayımlayarak mahremiyet, teknolojik esneklik, birlikte çalışabilirlik ve finansal kapsayıcılık gibi temel ilkeler doğrultusunda çalışmalarını sürdürdüğünü duyurdu. Programlanabilir ve çevrimdışı ödemelerin yanı sıra sınır ötesi ödemelere yönelik kavram ispatı niteliğindeki çalışmalar da ülkenin dijital ekonomideki geleceğine ışık tutuyor.