Autr
3 hafta önce
Türkiye'nin Geleceği Ekonomi, Teknoloji ve Enerji Hamleleriyle Şekilleniyor: Rekabet Gücü ve Küresel Trendler Odak Noktası
Türkiye Ekonomisinde Rekabet Gücü ve Yapısal Dönüşüm Çağrısı
Türk iş dünyası liderleri, ülkenin ekonomik geleceğine dair önemli uyarı ve önerilerle kamuoyunun karşısına çıktı. Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Sönmez, Türkiye'nin ‘düşük katma değer, düşük gelir ve düşük verimlilik’ kısır döngüsüne sıkışarak Uluslararası Yönetim Geliştirme Enstitüsü’nün (IMD) 2025 Dünya Rekabetçilik Endeksi'nde 69 ülke arasında 66. sıraya gerilemesini eleştirdi. Sönmez, sanayide üretilen karın ülke hanesine tam olarak yazılamadığını belirterek, agresif bir yüksek teknoloji atılımı ve ara malı üretiminde millileşme hamlesinin gerekliliğini vurguladı. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ise iş modellerinin kökten değişmesi gerektiğine işaret ederken, iş dünyası temsilcileri ekonomik büyümede kalıcılık için yargı bağımsızlığı, kurumsal güven ve şeffaflığın temel unsurlar olduğunu ifade etti. Bu görüşler, Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınma yolculuğunda yapısal reformların ve teknolojik dönüşümün ne denli merkezi bir rol oynadığını ortaya koyuyor.
Küresel Piyasaların Gözdesi: Gümüş Fiyatları Zirveye Ulaştı
Küresel ekonomideki dalgalanmalar ve finansal piyasalardaki belirsizlikler, değerli metallere olan ilgiyi artırmaya devam ediyor. Gümüş, jeopolitik gerilimler ve ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz indirim beklentileriyle birlikte uluslararası piyasalarda rekor kırarak ons başına 56,9 dolara yükseldi. Yılbaşından bu yana %95'in üzerinde değer kazanan gümüş, altın gibi güvenli liman özelliği taşımasının yanı sıra, elektronik, yarı iletken ve özellikle yenilenebilir enerji sektörlerinden gelen güçlü endüstriyel taleple de destekleniyor. ABD'nin gümüşü "kritik mineral" listesine alması, talebin daha da artacağı yönündeki beklentileri güçlendirirken, küresel arz sıkışıklığı ve tahvil faizlerindeki düşüş de bu yükseliş trendine katkıda bulunuyor. Bu durum, yatırımcıların ve sanayinin küresel risklere karşı korunma arayışını ve teknolojik dönüşümün kritik ham madde ihtiyaçlarını gözler önüne seriyor.
Vodafone'dan Yapay Zeka Destekli, Müşteri Odaklı Akıllı Şebeke Stratejisi
Dijital dönüşüm ve müşteri deneyimi, telekomünikasyon sektörünün öncelikleri arasında yer alıyor. Vodafone Türkiye, şebeke yönetiminde müşteri deneyimini merkeze alan yeni nesil akıllı şebeke stratejisini hayata geçirdiğini duyurdu. Yapay zeka destekli analitikler, deneyim izleme ve çözüm mekanizmalarını entegre eden bu yaklaşım, şebeke mimarisini sadece teknik göstergelerle değil, müşterinin yaşadığı gerçek deneyim üzerinden yönetmeyi hedefliyor. Şirketin geliştirdiği Şebeke Kalite Endeksi (NQI) modeli, her müşterinin ses ve internet deneyimini kişisel bir skorla ölçerek, teknik performansın doğrudan müşteri memnuniyetine bağlanmasını sağlıyor. Vodafone Türkiye CEO'su Engin Aksoy, müşteri algısını etkileyen en küçük olumsuz deneyimin bile hızla çözülmesi gerektiğini vurgulayarak, proaktif telafi modelleri sayesinde 2025'te şebeke kaynaklı müşteri şikayetlerinde %35'lik bir iyileşme kaydettiklerini belirtti. Bu strateji, Vodafone'un 5G'li yeni döneme sadece teknik altyapıyla değil, üst düzey müşteri memnuniyetiyle girme hedefini de pekiştiriyor.
Türkiye'nin Enerji Arz Güvenliği LNG Altyapısıyla Peşiyor
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye'nin enerji arz güvenliğinde önemli bir aşamaya geldiğini açıkladı. Bayraktar'ın açıklamalarına göre, ülkenin sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) altyapısı, kış aylarındaki en yüksek tüketim talebinde bile tüm hane halkının gaz ihtiyacını karşılayabilecek seviyeye ulaştı. 2016'dan bu yana LNG gazlaştırma kapasitesinin yaklaşık beş kat artırılarak günlük 161 milyon metreküpe çıkarıldığını belirten Bakan, yerli üretimin yanı sıra kaynak ve tedarik rotalarının çeşitlendirilmesinin enerji bağımsızlığını güçlendirdiğini ifade etti. Türkiye, ikisi kara terminali ve üçü yüzer depolama ve yeniden gazlaştırma ünitesi (FSRU) olmak üzere toplam beş LNG tesisine sahip. Ulusal doğal gaz şebekesindeki giriş noktası sayısının da 14'e yükseltilmesiyle günlük toplam gaz giriş kapasitesi 495 milyon metreküpe ulaştı. Bu stratejik yatırımlar, Türkiye'nin doğal gaz ihtiyacının neredeyse yarısını LNG olarak tedarik edebilme esnekliği sağlayarak, küresel enerji piyasalarındaki dalgalanmalara karşı önemli bir güvence oluşturuyor ve ülkenin enerji bağımsızlığı hedefine katkıda bulunuyor.