Piyasalar ve Dış Ticarette Son Durum
Kasım ayında Türkiye'nin dış ticaret açığı bir önceki yıla göre yüzde 4 artışla 7,8 milyar dolara ulaşırken, yılın ilk 11 ayında bu rakam 82,5 milyar dolar seviyesine yükseldi. Bu artışta özellikle işlenmemiş altın ithalatındaki çarpıcı yükseliş etkili oldu. Diğer yandan, uluslararası yatırımcıların Türkiye'ye yönelik ilgisi artıyor. Fidelity International, Türk devlet tahvillerinin gelişmekte olan piyasalar arasında yüksek getiri potansiyeli sunduğunu belirtti. Kurum, özellikle kısa vadeli tahvillerde cazip fırsatlar gördüğünü ve Merkez Bankası'nın 2026'da faiz indirimi yapabileceği beklentisiyle uzun vadeli tahvillerde de alım yapmaya hazırlandığını duyurdu. Bu olumlu piyasa algısının yanı sıra, Yapı Kredi de yurt dışında ABD Doları cinsinden sermaye benzeri tahvil ihracı için uluslararası bankalara yetki vererek finansman çeşitlendirme adımı attı. Döviz piyasalarında Dolar/TL yılbaşından bu yana yüzde 20'nin, Euro/TL ise yüzde 35'in üzerinde değer kazanarak dikkat çekerken, gram altın da son bir yılda yüzde 90'ın üzerinde getiri sağladı.

Enerji Alanında Küresel Ortaklıklar
Türkiye'nin enerji stratejisi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar'ın açıklamalarıyla şekilleniyor. Bakan Bayraktar, Türkiye'nin ABD'deki gaz projelerine ortaklık ve yatırım yapma arzusunu dile getirirken, Chevron ve Exxon gibi büyük şirketlerle yeni anlaşmaların yolda olduğunu belirtti. Gelecek 10-15 yıllık dönemde ABD'den yaklaşık 1500 LNG kargosu almayı hedefleyen Türkiye, LNG depolama ve gazlaştırma kapasitesini de iki yeni FSRU gemisi kiralayarak artırıyor. Rusya, İran ve Azerbaycan ile mevcut gaz tedarik anlaşmalarının sürdürüleceği, ancak Rusya ile daha kısa vadeli ve rekabetçi fiyatlandırmalı sözleşmelere odaklanılacağı ifade edildi. Ayrıca, Sinop'ta kurulması planlanan ikinci nükleer santral için Güney Kore ile görüşmeler devam ederken, Somali'de 2026 yılında ilk sondaj çalışmalarına başlanması bekleniyor.

Sağlık Harcamalarında Özel Sektörün Payı Yükselişte
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 yılında sağlık harcamalarında önemli bir artış yaşandı. Toplam sağlık harcamaları bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 90 yükselerek 2 trilyon 359 milyar lirayı aşarken, kişi başına sağlık harcaması da yüzde 89 artışla 27 bin 587 liraya ulaştı. Dikkat çekici bir diğer nokta ise özel sektörün sağlık harcamalarındaki payının 2009'dan bu yana en yüksek seviye olan yüzde 23,9'a yükselmesi oldu. Hanehalklarının cepten yaptığı sağlık harcamaları ise yüzde 100,2'lik rekor bir artışla 442 milyar lirayı geçti. Sağlık harcamalarının GSYH içindeki payı da yüzde 4,6'dan yüzde 5,3'e yükseldi, bu da sağlık hizmetlerine olan talebin ve harcamaların genel ekonomideki yerinin arttığını gösteriyor.