AU TR
Autr

Autr

2 hafta önce

Netflix Medya Devini Yutuyor: Küresel Piyasalar Hareketli, Türkiye Asgari Ücret ve Faizle Odakta, Otomotiv Parlarken Yapay Zeka Sorgulanıyor



Medya ve Eğlence Sektöründe Netflix Devrimi: Warner Bros. Discovery Satın Alımı
Medya ve eğlence dünyası, Netflix'in Warner Bros. Discovery'nin film ve televizyon stüdyoları ile HBO Max'i 82.7 milyar dolarlık dev bir anlaşmayla bünyesine katmasıyla büyük bir dönüşüm yaşıyor. Bu satın alma, geleneksel televizyon ve sinema salonlarından dijital akış platformlarına geçişin hızlandığı bir dönemin en çarpıcı göstergesi. Canlı spor yayınlarının da Amazon Prime Video, Apple TV+ ve Peacock gibi dijital devlere kaydığı bu süreçte, Netflix, bu anlaşmayla spor yayıncılığına güçlü bir adım atıyor. Jeff Bewkes'in 2010'daki "Arnavut ordusu" benzetmelerine rağmen Netflix'in DVD kiralama hizmetinden küresel bir içerik ve yayın devine evrilmesi, sektördeki hegemonyasını pekiştiriyor. Ancak bu dev birleşme, ABD Adalet Bakanlığı'nın antitröst soruşturması ve rakip şirketlerin itirazları gibi düzenleyici ve hukuki engellerle karşılaşırken, ABD Başkanı Donald Trump da anlaşmanın pazar payı üzerindeki potansiyel etkilerini sorguladığını belirtti.

Türkiye'nin Ekonomi Gündemi: Asgari Ücret, Faiz Beklentileri ve Yatırım Trendleri
Türkiye'nin ekonomi gündemi, milyonlarca çalışanı doğrudan ilgilendiren 2026 yılı asgari ücreti görüşmeleriyle yoğunlaşıyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun ilk toplantısının yapıldığı süreçte, Merkez Bankası'nın enflasyon tahminleri doğrultusunda yüzde 24 ila 33 arasında bir artışla net asgari ücretin 27 bin 319 TL ile 29 bin 399 TL aralığında olması bekleniyor. İşçi sendikaları ise artan yaşam maliyetleri ve beklenenden yüksek gerçekleşen enflasyon karşısında refah payı içeren daha yüksek bir zam talep ediyor. Öte yandan, Garanti Bankası Genel Müdürü Mahmut Akten, Merkez Bankası'nın 100 ila 150 baz puanlık bir faiz indirimi yapmasını beklerken, mevduat faizlerinin politika faizinden daha yüksek seyretmesinin bankalar üzerinde maliyet baskısı oluşturduğunu ve kredi faizlerine yansımasını yavaşlattığını dile getirdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Kasım ayında en yüksek reel getiri brüt mevduat faizinde görüldü, ancak yıl genelinde külçe altın yüzde 43,44 ile en çok kazandıran yatırım aracı olurken, dolar ve BIST 100 endeksi yıllık bazda yatırımcısına kaybettirdi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin son dönemdeki kazanımlarını kalıcı hale getirecek yapısal reformlar yılı olarak ilan edilen 2026'ya dair iyimserliğini dile getirdi.

Otomotivde Türkiye Rüzgarı ve Havacılıkta Pegasus'tan Stratejik Adım
Türkiye otomotiv pazarı, 2025 yılında yeni bir rekora koşarak küresel markaların dikkatini çekmeyi sürdürüyor. Peugeot ve Citroen'in üst düzey yöneticileri Türkiye'yi ziyaret ederek pazarın güçlü büyüme potansiyeline vurgu yaptı. Türkiye, Citroen için küresel çapta ikinci en büyük pazar haline gelirken, Peugeot da ülkeyi global büyümesinin merkezine konumlandırıyor. Markalar, Türkiye'nin genç müşteri kitlesi ve dinamik pazar yapısını göz önünde bulundurarak, yeni modellerinin klinik testlerine ilk kez Türk tüketicileri dahil etme kararı aldı. Havacılık sektöründe ise Türk şirketlerinin uluslararası hamleleri devam ediyor. Pegasus Hava Yolları, Çekya merkezli köklü havayolu markalarından Çek Hava Yolları ve iştiraki Smartwings'i 154 milyon Euro bedelle satın almak üzere anlaştığını duyurdu. Bu stratejik satın alma, Pegasus'un Orta ve Doğu Avrupa'daki varlığını güçlendirirken, şirketin uçuş emniyeti, teknoloji ve verimlilik odaklı büyüme hedeflerini destekliyor.

Yapay Zeka Ekonomisinde Verimlilik Paradoksu: Trilyonluk Yatırımlar Nereye Gidiyor?
Son iki yıldır trilyonlarca dolarlık yatırımlarla küresel ekonominin en büyük hikayesi haline gelen yapay zeka (YZ) alanı, dikkat çekici bir paradoksu da beraberinde getiriyor: Devasa yatırımlara rağmen beklenen verimlilik artışı gözlemlenemiyor. Microsoft, Google, Amazon ve Meta gibi teknoloji devleri, veri merkezleri, özel çipler ve artan enerji ihtiyacı için yüz milyarlarca dolar harcarken, çalışan başına üretkenlik artışı sınırlı kalıyor. Ekonomistler bu durumu, 1990'lardaki internet yatırımlarına karşın gecikmeli gelen verimlilik artışına benzetiyor. YZ'nin mevcut süreçlere pahalı bir ek katman olarak eklenmesi yerine, gerçek organizasyonel dönüşümleri tetiklemesi gerektiği vurgulanıyor. Araştırmalar, YZ'den gerçek verimlilik kazanan şirketlerin, teknolojiyi değil, çalışma biçimlerini değiştirenler olduğunu gösteriyor. Wall Street'in YZ anlatısına yönelik iyimserliği devam etse de, harcanan bu paraların ne zaman somut kazançlara dönüşeceği sorusu, gelecek bilançolarla yanıt bulmayı bekliyor.